Suriye felaketinde gelinen son durum
Arap baharı denilen süreç Suriye felaketine dönüşürken, gelinen bu noktada Cenevre Konferansı’nın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekmekteydi. Başta konferansın moderatörlüğünü yapan El-İbrahimi olmak üzere taraflar, katılımcılar, yorumlayan bütün uzmanlar ve ilgili dünya halkları dâhil herkes konferansın ölü doğduğunu, bir şey çıkmayacağını dillendirmelerine rağmen umutsuz bir yola çıkıldı. Bu kadar karamsar olunan bir ortamdan tabiî ki bir şey çıkmaz. Yapılması gereken; mazlum Suriye halkı için, ıstırap içinde çırpınan Suriyeli çocuk ve analar için, çaresizlik içinde yardım bekleyen babalar için canı gönülden arayış içinde makul bir çözüm yolu bulma gayretiyle zihnimizden, dilimizden, elimizden gelen her şeyi yapmak idi; ama olmadı, olmuyor. Son günlerdeki geçici ateşkes ihtimaline bile tahammül edemeyen Müslümanların bulunduğu bir ortamda da olması muhaldi zaten. Bu imkan son fırsattı ve bu saatten sonra Suriye'yi daha derin bir kaos beklemektedir. Ve artık Lübnan, Ürdün ve Türkiye için Irak ve Suriye örnekleri sadece iletişim kanallarında izleyip acıdıkları tablolar olmayacak, aynı örneklerin bilfiil yaşanacağı gerçeklikler olma yolunda hızla ilerleyeceklerdir...