Türkiye, ABD'nin İslam dünyasındaki yeni yüzüdür
Batılı devlet adamlarının zihnindeki, ?Türkiye ordusu, Suriye?de ki çatışmalara müdahale etmelidir.? spekülasyonu yoksa gerçekleştirilecek mi? İngiliz medyasının yaklaşık iki aydır hiç gündemden düşürmediği bu opsiyon durup dururken dillendirilmese gerek uluslararası işgalciler tarihinde büyük/kirli/iğrenç bir yer tutan İngiliz siyaseti herkesi/ her kesimi kullanmanın planlarından uzak kalamaz. Hele Ortadoğu gibi bir çetrefilli bölge mevzu bahisse ateşe kendi yerine başkalarını atmak için her kozu/va?di/zaafiyeti devreye sokacaktır. Türkiye AB eliyle karanlık ortamlara iteklenmekte?
Beşar Esad Arap birliği örgütü tarafından da tard edildi. Türkiye, dış politikasındaki kurgulayıcılık Arap Birliğine üye ülkeleri de potasında eritmekte. Türkiye cumhuriyetinin yakın dönem geçmiş siyasetinde hiç görülmemiş bir nüfuz genişlemesi yaşanmakta ve bu vakayı salt coğrafyasındaki diğer komşularıyla barışık/dayanışma/ortak çıkarlar adına mutabakatı esas almak üzerinden tanımlayamayız. Bu duruşun ardında başka güçler aranmalıdır. ABD?nin telkinlerinden çıkmayan malum ülke yönetimlerinin Türkiye'nin yönlendirmesini çabucak sindirmesi akla pekte inandırıcı gelmemektedir. ABD Türkiye'yi kimi bölgelerin yapılandırmasında yetkilendirmiştir. Türkiye ABD?nin İslam dünyasındaki yeni yüzüdür? ABD?ye yüz olan tersyüz/altüst olur.
Suriyeli muhalifler artık silahlandırılmaktadır. Beşar Esad bütün iyi niyetli çağrılara şiddeti artırarak karşılık verdiğinden iktidarda kalma gücünü de tedricen tüketmektedir. Türkiye?nin Suriyeli muhaliflerin siyasi örgütlenmelerine sağladığı katkılarda bu düzlemde doğrudan cepheleştiğinin alametidir. Bu noktadan sonra Türkiye?nin Suriye'deki akan kanın/işlenen cinayetlerin/ despotizmin sonlandırılması çabalarından bir kenara çekilme lüksü kalmamıştır. Başbakan Erdoğan?ın/dışişleri bakanı Davutoğlu?nun Suriye?deki gelişmelere dair söylemleri/atılacak ileri adımlara ilişkin açıklamaları, fiili bir müdahale seçeneğinin çok daha belirginleştiğini de hissettirmektedir. Mevcut uluslararası tepki resmine bakıldığında da Türkiye'nin birkaç adım önde durduğu müşahede edilmektedir. Yanlış hesap Türkiye?ye çok ağır bir fatura ödettirmez mi?
Türkiye Nato kararı olması halinde ve aklından geçen kendini sağlama alıcı taleplerini onaylattığında, Suriye?ye askeri bir teşebbüste bulunmaya hiçte soğuk değil. AK parti iktidarı galiba göstere göstere gelen/dayatılabilecek bu vartaya hazırlanmaktadır da. Beşar Esad?ın iktidardan ayrılmamadaki inadının devamı, sükûneti temin amaçlı siyasi/diplomatik arayışları da boşa çıkartmak üzere Ahmet Davutoğlu haftalardır Türkiye?nin Suriye politikasını/aşamalarını ve en kötü senaryonun da vuku bulabileceğini kamuoyuna duymakla meşgul. Aslında bir nevi, dış politika kurmayları vasıtasıyla, toplumun beyni muhtemel bir aktif girişim için şekillendirilmektedir.
AB dış işleri bakanlarının Türkiye?ye dönük sıklaşan ziyaretlerinde gündem öncelikli Suriye?dir. ABD dış işleri bakanı Hillary Clington?da Türkiye?nin bölgedeki krizde daha ?yapıcı bir rol üstlenmesinin daha isabetli/gerçekçi? olacağına atıfta bulunmuştur. Ortada ABD/AB/Siyonist işgalci rejimin ortaklaşa işletmeye çalıştıkları bir kumpas yok mu? Beşar Esad Türkiye?yi ülkesinin içişlerine karışmakla/terörist addettikleri muhalifleri silahlandırıp siyasi manevralarında yanlarında yer alarak dostluk bağlarına ihanetle suçlarken acaba, kabullenilemez dedikleri vakaların/tutumların intikamını da almayı denemeyecekler midir? NATO, Türkiye?nin önünde Suriye?ye girmenin yollarını açsa da/uluslararası hukuka göre meşruiyet zırhı oluşturulsa da Türkiye bu sorunun enkazının altında kalır. Türkiye'ye akıl veren soyguncu rejimler, her hâlükârda kazanacaklarına inandıkları böylesi bir denklemden vazgeçmeyeceklerdir. Neden başka bir formüle gerek duysunlar ki! Türkiye AB üyeliği için kendini göstermeli/samimiyet testini geçmelidir. Ak parti batının gösterdiği yolda ilerlemeye yeminli mi?
Küresel büyük karşıt çıkar bloklarının/haramilerinin Suriye merkezli konumlanmaları hız kazandı. Beşar Esad?ın ?ölünceye kadar savaşacağını? ilanından sonra çok sürpriz bir zuhurat olmadıkça, tansiyonun hiç olmadığı ölçülere tırmanacağı da ortadadır. Rusya/Çin/İran ittifakı Esad?ın muhaliflerini sindirerek, kendilerine bölgesel önemli stratejik bir üst olması yönündeki çok boyutlu destekleri ise berdevam etmektedir. Türkiye büyük güçler arasında kaldı. Her iki gruba da muhtaç. Birini seçtiğinde diğer blokla ilişkiler gerilecek. Büyük tercihlerin büyük tehlikeleri de vardır. Hata vahim yıkımları?
Necdet Yüksel